Bir Sayfa Seçin

2. Rota – Adım 1

Onun Sana Görünmez Zincirlerle Bağlanmasını Nasıl Sağlarsın

Onun Sana Görünmez Zincirlerle Bağlanmasını Nasıl Sağlarsın

Erkekler ve bağlılık hiçbir zaman aynı cümleye sığmıyor gibi gelir… Tabii bir erkeği kendine bağlamanın zorlu yollarından geçmiş bir kadın değilseniz ve ona neler olduğunu anlamak istiyorsanız…

Aslında, bu biraz klişe bir şaka haline geldi. Bağlanamayan erkek… Her yerde gördüğünüz “bekar hayatını” bırakamayıp ilişkisinde “düzen kuramayan” bir erkek figürü…

Etrafta koşuşturup kazanova olmaya çalışan, bir ilişkide 5 dakika bile bulunamayan çılgın erkekler.

Belki de artık ciddi bir ilaç terapisine ihtiyaçları vardır… (!)

Burada biraz kasıtlı bir şekilde küstahça konuşuyorum.

Çünkü çevremize erkeklerin bağlanamadığını söyleyen çokça mit var. Bu çoğu kadının anlayamadığı bir gerçek.

Uyarı…

Sizi daha başlamadan uyarayım çünkü fazlasıyla tartışma yaratacak şeylerden bahsedeceğim.

Eğer inançlarınızın değişmemesini istiyorsanız, size eski, geleneksel, hiçbir işe yaramayan kadın dergilerindeki veya çevrenizdeki tavsiyelere geri dönmenizi öneriyorum. Eğer kendinizi “rahat” hissetmek istiyorsanız bu sayfa size göre olmayabilir.

Fakat gerçekten bu gelecek olan bilgilerle yüzleşmeye hazırsanız, size söyleyeceğim şeyler sisteminizi büyük bir şoka uğratacak- ve size istediğiniz bağlılığı kazandıracak.

Hala burada mısınız?

Güzel.

Size bir erkeği etkilemenin ve kendinize bağlamanın yollarını göstereceğim.

Ama öncelikle size 70’li yıllarda yayılmaya başlamış bir epidemikten bahsedeyim.

Belki biraz daha erken veya geç olmuştur, ama feminizmin yükselişiyle çok yakın zamanlı diyebilirim.

Tam olarak kadınların kendilerini bulduğu dönemlere denk geliyor. O dönemde yeni yeni kendi kariyerlerini yaratıyor, özgürlüklerini kazanıyorlardı.

Ve popüler medya bu dönemde erkeklerin bu değişimle savaşmaya başladığına sizi inandırdı. Bizim karşılık verdiğimizi, kadınların daha az maaş alması ve ayrımcılık yapılması konusunda elimizden geleni yaptığımız söylendi.

Ve tabii ki “camdan bir tavan” – gelişime karşı kırılamaz ve görünmez bir bariyer oluşturulduğu…

Yoksa öyle yapmadı mı?

Gördüğünüz üzere, olan biten tam olarak bu değil…

Tabii ki kadınların güçlenmesi gerçekti ve bu sosyal değişim tamamen gerekliydi.

Ama bu durum aynı zamanda erkekleri kadınların kuralsız ve söz dinlemez bir formu olarak gösterme kültürü oluşturdu.

Erkekler daha çok şımartılmış öfkeli çocuklardı ve oyunları bozulsun istemiyorlardı, yani öyle görüldüler. Ama gerçek erkeklerin yaramaz çocuklar olmasından çok daha karmaşık.

Benimle kalın- inanın buna değecek…

Erkeklerin “direksiyona yapılan bu radikal hamle” ile ilgili hoşlanmadığı şey: Tarihin, bu değişimi haklı göstermek adına erkekleri baskıcı pislikler olarak tekrar yazmış olmasıydı.

Erkekler kadınlara yer açma konusunu dert etmediler- biz sadece erkeklere duyulan SAYGININ bu süreç içinde tamamen camdan atılmasından hoşnut olmadık.

Erkekler duman altı odalarda oturup sigara içen ve politik hırslar için iktidar mücadeleleri planlayan insanlar olarak tasvir edildiler. (Buraya şeytani bir kahkaha ekleyebilirsiniz.)

Ve şimdi de bir zamanlar ilişkilerimizde çok değer verdiğimiz şeyler olan ilgi ve takdir gibi faydalardan vazgeçmek için zorlanıyoruz.

Tabii ki fedakarlıklar yapılmalı, iki taraf da uyum sağlamalı.

Ama aslında olan, ilişkilerimizi bu yeni düzende nasıl yürüteceğimize odaklanmak yerine bir “cinsiyetler savaşı” başlatmak oldu.

Bu durum, erkeklerin kadınlara bakış açısını “sadece KENDİ ihtiyaçlarına odaklanan, ilişki içinde erkeklerin ihtiyaçlarını önemsemeyen insanlar” olma yönünde değiştirdi.

Peki, cinsiyet problemlerinin geçmişini incelemeyi bırakıyorum, ama bunu yaparken size düşünecek bir şeyler bırakayım:

Günümüzde çoğu kadın erkeklerin ihtiyaç ve davranışlarını yalnızca KENDİ ihtiyaçları ve davranışları üzerinden karşılaştırıyor. Sanki SADECE kadınlar bir ilişkinin nasıl olması gerektiğine dair modeli biliyormuş gibi.

Bu da erkekleri eli kolu bağlı ve korkunç bir derecede yanlış anlaşılmış hale getiriyor.

Bugün burada olmamın sebebi de bu tarz bir iç görü ve geri bildirim sağlamak.

Bir erkeği etkilemek ve elinizde tutmak için erkeklerin ne gibi ihtiyaçları olduğunu tekrar öğrenmeniz gerekebilir.

Karşınızdakinin ihtiyaçlarının her zaman sizinkiyle uyum sağlamayacağını da kabul etmelisiniz.

Bu, iki farklı yapbozu alıp bütün parçaları karıştırmak gibi bir şey.

Kendinizi parçaları birleştirmeye zorlarken bulacaksınız, çünkü birleşmeliler…

Ama aynı resmin parçası olmayabilirler.

Pekâlâ, bir erkeği bağlayabileceğiniz yollardan ilkiyle başlayalım.

BAĞLILIK İPUCU #1: Kendi bağlılık hevesinizi zaman zaman frenleyin…

Çoğu kadının ilişkideki davranışı KENDİNE yapılmasını istediği şeyleri ONA yapmak oluyor- bu da kadının bağlılık ihtiyaçlarına sahip olabilmek için girdiği bir çaba.

Başka bir deyişle, kadınlar genelde -daha karşıdaki uzun soluklu bir ilişkiye alışmadan- karşılarındakini her sözleri ve hareketleriyle kilitlemeye çalışıyorlar.

Daha karşıdaki buna hazır değilken kadın bu SONSUZA KADAR sürecekmiş gibi davranmaya ve düşünmeye başlıyor.

Bazen yaptığınız bütün her şeyi o gelinliği giymek amacıyla yapıyorsunuz gibi görünüyor.

Erkekler sevgili İSTERLER. GERÇEKTEN istiyoruz. Bağlılık konusunu da sorun etmiyoruz…

Eninde sonunda evlenmek de istiyoruz hatta.

Bu ima edilmiştir. Biz sadece düğün salonuna doğru koşturulmak istemiyoruz.

Bu da beni başka bir konuya getiriyor…

BAĞLILIK İPUCU #2: Bekleyin.

Evet, beni duydunuz. BEKLEYİN.

Çalışmalar boyunca görüldü ki -bir tercih sunulursa- kadınlar bir erkekle yatmak için uzun süre beklemeyi tercih ediyorlar.

Ve yine görüldü ki ERKEKLER de uzun süre beklemeyi tercih ediyorlar. Kadının “kendini bırakacağı” bir “baskı” dönemi fikrinin tam tersi… İki taraf da beklemek istiyorsa, peki burada ne oluyor?

Çoğu kadın bir erkeği kazanma yolunun onu seks ile bağlamak olduğunu düşünüyor.

Erkek de haliyle hızlı, kolay erişilmiş bir seksi reddetmeyeceği, “Bir dakika dur bakalım. Önce duygusal bağ geliştirelim, henüz öyle fiziksel bağ kurmaya hazır değilim.” demeyeceği için…

Tabii çoğu erkek böyle demez, bazıları DER.

Bilmeliydim ki- Ben de onlardan biriyim.

Bu acil seks ihtiyacı ve kadına karşı hissetmeye ihtiyaç duyduğum duygusal bağ karmaşasını erken fark ettim. Sonunda elimi kaldırıp “burada biraz yavaşlamalıyım” demek zorunda kaldım. Çünkü biliyorum ki eğer seks için acele edersem, sıkılıyorum. Benim için daha fazla bir meydan okuma olmuyor.

İroniktir ki bu da benim kadınlara bu konuda daha çok meydan okumama, onların da beni yatağa atmak için çok daha fazla çabalamalarına sebep oldu.

Eğer bir erkekle bağ kurmanın kısa yolu olarak yatak odasını görüyorsanız, sadece onun cinsel ihtiyaçları için hızlı bir tatmin olursunuz- duygusal ihtiyaçları için değil.

Ve çoğu zaman ona biraz içi boş hissettirecektir.

Eğer sizi biraz kovalayıp, SİZİ yatağa çekmeye çalışıp bunun tatlı hayal kırıklığında biraz vakit geçirmezse, ilişkinizde güçlü ve gerçek bir bağ kurulması pek de mümkün değil.

Güvenin bana, sizin için birkaç hafta daha beklemiyorsa, zaten uzun ilişki için doğru bir aday da sayılmaz.

BAĞLILIK İPUCU #3: Süper sevgili olmaya çalışmayın…

Bu ipucu #1 ile alakalı. Erkekler bir kadın tek eşli ve özel olmaya karar verdiyse bunu hissediyor- çoğunlukla erkeğin de böyle davranmasını umdukları için.

“Seni hayatımın merkezine koyuyorum” diyor ve “sen de benim için aynısını yapmaz mısın?” diyor gibi…

Yapmakta zorlanabileceğiniz tavsiyelerden biri bu:

BAŞKA ERKEKLERLE GÖRÜŞMELİSİNİZ

Karşınızdaki size bağlılık gösterene kadar bunu yapmalısınız. Bunun sebebi:

Karşılaştırma yapabilmek için bir referansa ihtiyacınız var. Eğer uzun süre beraber olacak birini arıyorsanız -ki bence arıyorsunuz- o zaman en iyisini seçmek hakkınız değil mi?

Bir erkek sizin bütün geleceğinizi elinde tutuyormuş gibi hissetmeyeceksiniz çünkü tek sahip olduğunuz o değil. Bu durum sizi kıtlığa sokar ve değerinizi düşürür. Birden çok seçeneğinizin olması zihnen sizi rahatlığa sokar.

Karşınızdaki sizin durumunuzu fark eder ve sizi “bağlamaya” çalışır. Ve hayır, bunu sadece biraz rekabet olduğu için yapmaz. Erkekler hiçbir zaman “zorunda kaldıkları için” bağlılık kurmazlar. Bunu yapar çünkü elinde değerli bir kadın olduğunu fark eder ve onun gözünde değer = cazibedir.

Ayrıca rekabet olduğu için size en iyi oyununu sergilemek zorundadır. Bir erkek, başka erkeklerin hareket ve davranışlarıyla sorumlu tutulduğunda en iyi davranışını ortaya çıkarır. Bu, bir partner seçerken oluşturabileceğiniz çevre baskısının en iyi versiyonudur.

“Başkalarıyla görüşme” stratejime genellikle şu şekilde karşı çıkıyorlar: “Eğer başkalarıyla da görüştüğümü öğrenirse, kaybolur ve başkasının peşine gider!”

TAMAMEN yanlış.

Rekabet, onun çok daha enerjik ve istekli bir şekilde atlamasına sebep olur. Bir kadının başka seçenekleri olduğunu görürsek, onu kazanmak için daha çok çabalarız.

Eğer çabalamıyorsa, zaten sizin için doğru insan olmayacakmış demektir. Sizin “kolayca” elde edilmenize ihtiyaç duyan bir erkek nasıl bir erkek olabilir?

Bağlılık, bir erkeğin gönüllü olarak istediği kişiye verdiği bir değerdir.

Erkekler HER ZAMAN bağlanırlar.

Hobilerine bağlanırlar, arabalarına bağlanırlar, tuttukları takıma bağlanırlar, ev kredisine bağlanırlar…

Kariyerlerine bağlanırlar, o saçma saç şekillerine bile bağlanırlar.

İşiniz çok basit- Onu evliliğe sürüklemeye çalışan bir kadın olmayın ve kendi seçeneklerinizi açık tutun.

Ondan bir bağlılığa ihtiyaç duymadığınızda -hatta istemediğinizde- size bağlanmasının ne kadar kolay olduğunu görünce çok şaşıracaksınız.

ÖNCE kendinize dürüst olun, çünkü siz onun âşık olacağı insan olacaksınız.

Şimdi sizinle Size Bağlanmamasının 3 Sebebi’nden bahsetmek istiyorum.

Çok sevdiğim bir şarkı sözü var:

“Kalp zihni yönettiğinde, tek bir bakış ve aşk kördür aslında…”

Bu romantik -ve oldukça yerinde- bir gözlem.

Fakat konu erkeklere geldiğinde, kalp zihni yönetir mi?

Neden konu ilişkinize bağlanması olduğunda kalbi bir türlü kazanamıyor?

Erkeklerin size âşık olduktan sonra bile bağlanamaması ile ilgili birçok spekülasyon oldu.

Artık buna bir son vermeli ve size bağlanmamasının GERÇEK sebeplerini açıklamalıyım.

Bütün kadın dergilerinde “erkekler neden bağlanmaz” teorileri görmekten bıktım ve bu konuya bir açıklık getirmem gerektiğine karar verdim.

Önce- Erkeklerin neden bağlanmadığıyla ilgili birkaç mitten kurtulalım.

MİT #1: Kötü Zamanlama

Gerçekten mi?

Size bir şey sorayım…

Eğer işinizde bir terfi alsaydınız, bu terfiyi sadece “zamanlama DOĞRU olmadığı” için reddeder miydiniz?

Müthiş bir akşam yemeğini sadece yarım saat sonra yemeyi düşündüğünüz için reddeder miydiniz?

Kendinizi hidrate ve canlı tutmak için su içmenin “kötü” bir zamanı olabilir mi?

Demeye çalıştığım: Eğer bir şey gerçekten iyiyse, onun olmasını bir şekilde sağlarsınız.

Eğer ilişkinin gerçekten güzel gittiğini düşünüyorsa (size bağlanması için öyle olması gerek tabii) sadece “zamanlama” kötü olduğu için gerçekten kendini bundan mahrum edebilir mi?

Yani birisi size çok klas bir restoranda 1000 TL’lik bir yemek ısmarlasa, geri çevirir misiniz? Daha yeni yemiş olsanız bile saniyeler içinde atlarsınız.

Ama bu McDonald’s olsa, biraz bekleyebilir dersiniz.

Belki de onun için McDonald’s gibi gözüküyorsunuz (?)

Erkekler ilişkiyi üç aşamada görürler:

Henüz seks yapmıyor…

Seks yapıyor…

Samimileşiyor ve ciddileşiyor (Yani “Bağlılık”)

Eğer sizinle 2. aşamadan 3. aşamaya geçmiyorsa, sadece seks ilgisini çekiyor ve sıradaki seviyede onu iten bir şeyler var demektir.

Bu genel bir duygudan veya bağlılıktan korkmak da değildir. Biliyorum, bu çoğu kadının bağlılık konusunda erkeğin bozuk olduğu teorisini onaylar nitelikte, ama doğru değil.

Eğer size bunu açıklamazsam, size hak ettiğiniz sevgiyi verme konusunda onu neyin durdurduğunu asla bilemeyebilirsiniz.

Sizden alıp yanlış okuduğu sinyalin hangisi olduğunu bilmeniz ve bunu düzeltmeniz gerek ki sizi olduğunuz gibi, bir ödül gibi görmeye başlasın.

Tabii zamanlamanın yolunuza çıkabileceği bir durum var ve bu durum hayatınızın çok belirli bir bölümü.

Bunu birazdan açıklayacağım. Sıradaki:

MİT #2: İş çok yoğun…

Erkekler sevgilileriyle geçirecekleri kaliteli vakitten sadece iş daha iyi bir seçenek gibi görünüyorsa vazgeçerler.

Ama korkunç olan düşünce şudur: “Acaba ben mi ona böyle hissettiriyorum?”

Biraz korkmuş olabilir, onu itiyor olabilirsiniz, o da kendini işine veriyordur.

Neyse ki çoğu zaman durum bu değildir.

İnsanlar genelde o anda gerçekten İSTEDİKLERİ şeyleri yaparak zaman harcarlar.

Her erkeğin hayatında işinin birincil önceliği haline geleceği bir dönemi olur.

Bu genellikle sizin için bir şeyler temin etmeye çalışırken olur.

Ama şimdiye kadar duyduğum en fantastik bağlanamama sebebi sıradaki bahsedeceğim başlıkta:

MİT #3: İlişki o kadar iyi ki onu korkutuyor!

Bu düpedüz bir inkâr ve kendini “onun için fazla iyi” olduğuna inandırma.

“Beni hak etmiyor” olarak da bilinir.

Ondan daha iyi olduğunuzu iddia etmek ve bu yüzden size bağlanmadığını söylemek çok saçma. Bu bir defans mekanizması, sebep değil.

Eğer herhangi bir sebeple sizinle çıkmak istemeseydi, böyle bir yaklaşım özgüveninizi paramparça etmenize sebep olurdu. Bu yolun sonu kötüye çıkıyor.

Bu arada, erkekler ilişkileri sizin için yeterince iyi olmadıkları için bırakmazlar.

Erkekler basitçe kendilerini sevgiden mahrum bırakmazlar. Bütün o sevgiden ve sulu düşkünlükten korkmazlar.

Bu başka mantıksız bir bahanedir.

Korktukları tek şey inanılmaz bir ilişki bulabilecekken ortalama bir ilişkiyle yetinmektir.

Biliyorum, biliyorum…

Siz onun hayatını inanılmaz kılacak ve onu sonsuza dek mutlu edecek fantastik bir kadınsınız.

Peki bunu ona *gösteriyor* musunuz?

Şimdi erkeklerle ilgili en büyük mite sıra geldi.

MİT #4: BAĞLILIK FOBİSİ!!

Baya korkunç duyuluyor, değil mi?

Sonuç olarak, bir erkeğin sizinle ilişkide bulunmak istememesinin bir sebebi vardır. Bunun sebebi onun bağlanma yeteneği olmayan, derin duygusal sorunları olan, çocuksu, kendini beğenmiş bir abazan olmasıdır (!)

Evet, yukarıda yazdıklarım iğneleyici olmalıydı.

Bu konuyla ilgili en büyük problem şudur: çok az erkek bağlılık fobisine sahiptir.

Erkekler bağlanmaktan korkmazlar. Bunu her zaman yapıyoruz. Arabamız, takımımız, evimiz…

Bağlılıktan korkmuyoruz. Erkeklerin korktuğu tuzağa düşürülmek ve zayıflatılmak.

Burada büyük bir fark var, şimdi size açıklayacağım. Size bağlanmamasının Gerçek 3 Sebebine bakalım:

Size bağlanmamasının GERÇEK sebebi #1: Korkunç bir örüntü görüyor.

Bu korkunç örüntü tabii ki:

Görüşmeye başladınız ve her şey yolunda…

İşler ciddiye biniyor ve hala bir sorun yok…

Bu noktada görüşmeye başladığı “havalı hatun” değil de “bu ilişki nereye gidiyor” veya “benim hakkımda ne hissediyorsun” gibi sorular soran perişan biri haline geldiniz...

Bütün odağınız “ihtiyaçlarınızın kesişmesi” üzerinde olunca artık başka birine dönüştünüz. -etrafında olmanın pek de eğlenceli olmadığı birine-

Bunda yanlış bir şey yok, sizi uyarmalıyım. Bu problem ortaya çıkıyor çünkü ihtiyaçlarınızı çok uzun süre saklamış ve beklemeye almışsınız.

Sonra onun “aradığını düşündüğünüz kadın” gibi görünmeye çalıştınız:

Karşıdan hiçbir şey beklemeyen kadın.

Bu rolü daha fazla devam ettiremeyeceğinizi fark ettiğinizde ise, büyük ihtimal, dağıttınız.

Erkekler hakkında şoke edici bir bilgi: Eninde sonunda bizden bağlılık beklediğinizi biliyoruz.

Eğer bundan bütünüyle korkuyor olsaydık asla evlenmez, ilişkilere koşmazdık. Fakat gördüğünüz gibi ihtiyacınız olan kanıt etrafınızda, erkekler HER ZAMAN bağlılık dolu ilişkiler kurarlar.

Bir erkek, sadece bu hayali “bağlılık” kavramını istediğiniz kadar ONU istemenizi ister. Evlilik yüzüğünü kovalarken erkeğinizi unutmayın.

Mantıklı geldi mi?

Bu da beni diğer başlığa getiriyor:

Neden size bağlanmıyor – Sebep #2: şık olmuyor, bağlılığa doğru itiliyor…

Eğer bir erkeği bir yönde zorlarsanız, dönüp öteki yönde koşmaya başlar.

Bir erkeği bağlılık için zorlamak onu inanılmaz bir duygusal baskı altında bırakır. Bunu anlıyorum- yapıyorsunuz çünkü size gerçekten çok uzun geliyor.

Ama o sadece sizinle zaman geçirmeyi seviyor, fazlasını değil.

Bir erkek baskı altında ve bir şeyleri yapmak zorunda hissederse, bu kötü hisleri sizinle de ilişkilendirir.

Biraz geri adım atın, derin bir nefes alın ve onu motive etmenin tek yolunun bu çabalarınızı bırakmak olduğunu anlayın.

Bunu yaparsanız eninde sonunda bağlanacaktır.

İlişkideki sinir bozucu güvensizlik hissinden kurtulmak istediğinizi anlıyorum.

Ama şöyle de bir şey var: İlişkide her şeyi “resmileştirdiğiniz” aşamaya gelseniz bile birkaç gün içinde güvensiz hissedecek başka bir şey bulacaksınız.

“Kesin bağlılığı” bırakın ilişkide herhangi bir “kesinlik” aramak içi boş olan bir çabadır.

İlişkinizdeki erkeğin çoktan size bağlanmış olması da bir olasılık. Belki de sadece siz bilmiyorsunuz.

“Bağlanmışlık” durumu için somut bir gösterge yok ki. Bu sadece sizin kafanızdaki bir fikir.

Emin olmanız gereken tek şey beraber olup vakit geçirmekten hoşlanıp hoşlanmadığınız.

Erkeğin ilişkide önem verdiği şey bu. Sizin yanınızdayken nasıl hissettiği ve iyi vakit geçirip geçirmediğini önemsiyor.

Ve sonuna en önemlisine geldik:

Size bağlanmamasının GERÇEK sebebi #3: Onun bağlanacağı hayali kadın olmaya çalışıyorsunuz…

Kadınların çoğu, oldukları insan olup erkeğin onu beğenip beğenmediğini görmek yerine karşısındakinin istediği kadın olmak için oldukça fazla zaman harcıyorlar.

Hiçbir zaman tüm erkekleri etkileyen bir Tanrıça olmayacaksınız. Bunun mümkün olduğu düşünmek bile kendi beğenmiş bir yanılsama.

Ama kadınlar biliyor ki sadece başka biri olmaya çalışmayarak ÇOĞU erkeğin etkileneceği kadın olmaları mümkün.

Ünlü yazar Oscar Wilde şöyle demiş: “Kendiniz olun diğer herkes kapıldı.”

Bir erkek sadece onu iyi hissettirmeye çalışmak yerine, onla beraber olmaktan gerçekten hoşlandığınızı görür görmez sizi elinde tutmak isteyecek.

Kimse kendileri iyi hissetmelerini sağlayan insandan kaçıp saklanmaz.

Aa bu arada, öncesinde bahsettiğim şarkının sözlerinin tamamı şunlar. Tüm kadınlar için iyi bir mesaj olduğuna inanıyorum:

“Kalp zihni yönettiğinde, tek bir bakış ve aşk kördür aslında…”
“Sonsuza kadar sürmesini istiyorsan eğer, risk al…. ve geçmişi unut…”

Eveet rotamızın 1. adımın sonuna geldik.

Fakat bitmedi, sırada rotamızın 2. adımı var.

Burada okuduklarınız sadece okyanusun görünen kısmıydı.

Sevdiğiniz Adamı Kendinize Delicesine Aşık Etmenin Ve Onu Görünmez Zincirlerle Kendinize Bağlamanın Gizli Formülü rotamızın 2. adımında Erkeğin Aşkla Bağlansın eKursunda keşfedeceksiniz.

Bu kursta bir erkeğin size tutkuyla bağlanmasını sağlayacak olan “Bağlılık Tetikleyicilerini” nasıl aktive edeceğinizi ve son yapılan Bilimsel Araştırmalar neticesinde onu kısa bir süre İçinde kendinize nasıl aşık edeceğinizi öğreneceksiniz. Detaylı bilgi almak ve 2. Rotamızın 2. Adımına geçmek için aşağıdaki butona tıklayın.